ORD. PROF. DR. SULHİ DÖNMEZER İSTANBUL EĞİTİM MERKEZİ
15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ ANMA PROGRAMI

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle, Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer İstanbul Eğitim Merkezinde, 15 Temmuz 2021 Perşembe günü, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sayın Yunus ALKAÇ’ın katılım ve himayeleriyle anma programı düzenlendi.

Eğitim Merkezi yerleşkesi içerisinde bulunan 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’ndaki program 9:30’da başladı. Şehitlerimiz ve gazilerimiz için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklâl Marşı’nın okunması sonrasında Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı.

Anma programına; Bakırköy Adalet Komisyonu Başkanı Atila ÖZTÜRK, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Vedat YİĞİT, Silivri Adalet Komisyonu Başkanı Selami YILMAZ, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Güngör KARAKOÇ, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcıvekili İhsan Kâmil AKÇADIRCI, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Mustafa ÇİĞDEM, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcıvekili Evliya ÇALIŞKAN, Çatalca Cumhuriyet Başsavcısı Kâmil Buğra AKGÜL, Adli Tıp Kurumu Başkan Yardımcısı Av. Tarık Yusuf UÇAR, Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim KİRAZ’ın babası Hakkı KİRAZ ile ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik müdürlüğü personeli katıldı.

15 Temmuz Derneği’nin de kurumsal olarak destek verdiği programda 15 Temmuz Derneği’ni, Yönetim Kurulu üyeleri Ayşe ARSLANTÜRK ve Av. Sedat AYYILDIZ temsil ettiler.

İstiklâlimizi ve istikbâlimizi borçlu olduğumuz tüm şehitlerimize rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sayın Yunus ALKAÇ, 15 Temmuz hain darbe girişiminin beşinci yıldönümü olduğunu hatırlatarak; “Ülkemizin şanlı tarihine kara bir leke olarak geçen bu alçak ve hain kalkışmayı asla unutmayacak ve unutturmayacağız… Hiçbir vesayetin millet iradesi üzerinde olmadığını tüm dünyaya bütün görkemiyle gösteren aziz milletimiz, Anayasa’ya, hukuka, demokrasiye ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yürekten bağlılığını destansı bir kararlılıkla eyleme dönüştürmüştür… 1071’de Malazgirt’te ne olmuşsa 15 Temmuz 2016’da da o olmuştur. Kosova’da, Niğbolu’da ne olmuşsa 15 Temmuz’da da o olmuştur. İstanbul’un fethinde ne olmuşsa 15 Temmuz’da da o olmuştur. Çanakkale’de, İstiklâl Harbi’nde ne olmuşsa 15 Temmuz’da da o olmuştur… 15 Temmuz bu kutsal topraklarda yaşadığımız asırlar boyunca, verdiğimiz varlık-yokluk mücadelesi zincirinin en son halkasıdır. 15 Temmuz, devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in; “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.” sözünün adeta bir tezahürüdür.” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz’da yaşanan karanlık gecenin, aydınlık bir sabaha ulaşmasına vesile olan 251 şehit ve binlerce gazimizin acı ve hüznünün bir kez daha yaşandığını belirten ALKAÇ; “… diğer taraftan da bu milletin her bir ferdinin ezanı, bayrağı, vatanı ve devleti için gerektiğinde birer kahramana dönüşebileceğinin onur ve kıvancını da yaşıyoruz… 15 Temmuz gecesi milyonlarca kahraman, üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmiş, ne canının ne de geride bıraktıklarının hesabını yapmadan bu kutlu mücadelenin başarıya ulaşmasını sağlamışlardır. Bugün bize düşen, Anayasa ve kanunlarımızın verdiği yetki doğrultusunda Fetö terör örgütü ve diğer ihanet şebekelerine karşı duruşumuzdan ve kararlılığımızdan en ufak bir ödün vermeden bu mücadeleye devam etmektir… Kimin adına ve ne sebeple olursa olsun, hiçbir gücün milletimizin ayaklarına yeni prangalar vurmasına göz yumamayız… Binlerce yıllık köklü bir geçmişe dayanan kültürümüz ve engin tecrübemizle, bundan sonra da aynı inanç ve ruhla ülkemize sahip çıkacak, birliğimizi ve beraberliğimizi koruyacağız. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, o uzun gecede yaşadığımız kutlu kucaklaşmayı bize ilelebet hatırlatacaktır.” dedi.

Saraçhane’de “burası Çanakkale’dir” nidasıyla darbecilere karşı durup şehadet şerbetini içen 15 Temmuz Şehidi Prof. Dr. İlhan VARANK’ın ablası ve 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe ARSLANTÜRK ise 15 Temmuz hain darbe girişiminin beşinci yılında, vatan uğruna hiç tereddüt etmeden canlarını feda eden 251 vatan sevdalısının, vatanın bağrına emanet edildiği günün yıldönümü olması nedeniyle hüzünlü olduğunu belirterek; “O gece asker şehitlerimiz var, polis şehitlerimiz, çocuk şehitlerimiz var. En çok üzüldüğüm; annelerini gördüğüm zaman ne söyleyeceğimizi bilemediğimiz duruma geldiğimiz insanlar var. 18 yaş altında sekiz tane şehidimiz var. 11 tane kadın şehidimiz var. 380 yavrumuz o gece yetim kaldı. O çocuklardan dördü babalarının vefatlarından sonra dünyaya geldi, yani babalarını göremedi. Buradaki görüntülerin hiçbiri tiyatro, düzmece değildi.” dedi.

Bugün hüzünlü olmakla beraber o gece vatan savunması yapmış olmanın da gururunu taşıdığını belirten ARSLANTÜRK, Şehit Kardeşi İlhan VARANK’ın o gece yanındakilere; “burası Çanakkale’dir, sakın korkmayın” dediğini belirterek; “o gece de İstanbul’da aynen kurtuluş savaşındaki cepheler gibi cepheler vardı. Fatih bir cepheydi o gece. Şehzade başında 16 şehidimiz var. Üsküdar, Kısıklı, o günkü adıyla Boğaziçi Köprüsü olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü birer cepheydi, orada 36 şehidimiz var. Çanakkale Savaşı’nda nasıl Türkiye geçilmez dediysek, dünyaya o gece de Türkiye geçilmez dedik.” şeklinde konuştu.

Şehit İlhan VARANK’ın haksızlığa tahammül edemeyen bir yapısı olduğunu belirten ARSLANTÜRK; “…o dönemde biraz daha gözönünde olan insanların eşlerini arıyor, diyor ki; sen sakın dışarı çıkma, kapıyı kilitle, başınıza bir şey gelir, dikkatli olun. Ama o sokağa çıktı. Neden çıktı? Çünkü yapısı itibari ile haksızlığa tahammül edemeyen bir yaratılış yapısı vardı İlhan’ın. İlhan öyle sokakları seven, her türlü sokak hareketlerinde en önde giden biri kesinlikle değildi. Mitinglerde bile çok dışarı çıkmazdı. Biz mitinge giderdik, Cumhurbaşkanımızın gittiği her toplantıya gitmeye çalışırdık, o kalabalığı sevmezdi, genelde de kenarda durmayı tercih ederdi. O gece ülkemize, vatanımıza çok büyük bir haksızlık yapıldığını düşündüğü için sokağa çıktı.” ifadelerini kullandı.

Darbe girişimi gecesi, darbecilerin sözde sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilanını, milletin adeta sokağa çıkma zarureti olarak algılayıp, sokaklara döküldüğünü belirterek; “… bu tabi yıllardır bizim kazanmış olduğumuz, zihnimize işlediğimiz hikayelerden kaynaklanıyor. Birincisi; biz Kurtuluş Savaşı hikayeleri ile büyüdük. Hepimizin zihnine kazınmış olan bir hikaye vardır; bir annenin, çocuğunun battaniyesini top mermisine sarmasının hikayesi. Çocuğu vefat ediyor ve top mermisini kurtarmanın peşinde anne. Çanakkale hikayeleriyle büyüdük. Oğlunun başını kınalayıp; “oğlum bu vatanın kurbanıdır, vatana kurban olsun” diyen annenin hikayesi ile büyüdük” dedi.

15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Sedat AYYILDIZ da, 15 Temmuz Derneği’ne Cumhurbaşkanımız tarafından kamuya yararlı dernek payesi verildiğini belirterek; “Dernek olarak iki amacımız var; birisi 251 şehidimizin ailelerine ve 2700 gazimize bir çatı oluşturmak, diğer taraftan en az bunun kadar önemli olan hain darbe teşebbüsünü milli hafızada canlı tutmaktır.”

Adalet Teşkilatının, darbe teşebbüsünün bastırılmasında ve akabinde darbecileri yargılama faaliyetinde etkin rol aldığını, darbecilerin yaptıklarını yanlarına bırakmadığını, darbenin hesabını faillerine sorduğunu belirterek; “Türkiye genelindeki 289 fiili darbe davasından biri hariç hepsinin ilk derece mahkemesindeki prosedürleri tamamlanmıştır. Bugün darbeciler, cuntacılar ilk defa hesap vermektedir. Bu, bu memlekette darbelerin, cuntaların önünün alınabilmesi için son derece önemli bir husustur. Gerçekten Adalet Teşkilatımız büyük bir fedakârlıkla çalışmıştır.” dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin, Milletin darbecilere karşı kazandığı zaferin, şehit ve gazilerimizin anıldığı, duygusal anların yaşandığı anma programı, anı fotoğrafı çekimi ile sona erdi.

Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer İstanbul Eğitim Merkezi olarak bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, gazilerimize sağlık ve selamet dileriz.